Aynı köşede yazmaya başlayalı 7 hafta olmuş bugün. 7 koca hafta... Ne kadar çok veda yaşandı bu haftalar boyunca. Kaç anne evlatsız, kaç çocuk annesiz kaldı... Bu dünyanın kavuşmaları çok ama ayrılıkları da bir o kadar fazla. Bugün gelişleri ve gidişleriyle hayatın kendisini konuşalım. Neresinden tutup silkelesek temizlenmeyecek olan kirli kalpleri... Vefasızlığı, değersizliği...

Dedim ya bu dünyanın gelmeleri, gitmeleri, kavuşmaları, ayrılıkları çok fazla. Geçtiğimiz haftalarda telefonum kaç vefat haberiyle çaldı bilemiyorum. Birisi için çok gençti deniyor, beriki için değerli bir insandı, acı çekiyordu, çocukları vardı, zamansız oldu diye uzuyor kelimeler. Gidenler kalanlarla çok da ilgilenemeden gidiyorlar aslında. Bizim kalanlar olarak can cana olup vefa göstermemiz bizi o kirli kalplerden ayırıyor. Gidenin kalanda bıraktığı değer bir başka vedaya kadar baki kalıyor.

Ömer Seyfettin bir eserinde şöyle diyor: “ Dünyada zaten ne bakiydi? Hiç, hiç... “ Birkaç şey baki bana kalırsa. Gerçek samimi bir sevgi, haklı bir öfke, birinin içine işleyen masum bir gülüş, değerli bir iki insan. Bir iki diyorum çünkü tam da bu kadar sayıları. Ömer Seyfettin aynı eserin başka bir sayfasında “ o eski lezzeti bulamıyorum…... on beş, yirmi sene evvel….. hayat ne tatlıydı! diyor. Aslında hayat hep tatlı biliyor musunuz? Hayatın daima lezzetli masaları var. Birinde bulamazsan aradığını diğerinde mutlaka buluyorsun. Giderek acılaşan, bozulan, çürüyen bazı kalpler var sadece. Bazen aynı kabın içinde birbirlerine karışıyorlar da hayatı tamamen tatsız tuzsuz görüyoruz.

Evet vedalar, ayrılıklar hep olacak ama aradığımız vefalı bir ayrılık, değerli bir veda. Bu dünyadan gitmenin de onurlusu, kıymetlisi, hatırlı olanı, hatırı sayılanı var. Doğumumuzla birlikte bir trene biniyoruz. O trendeki yolcular sürekli değişiyor. Son durağa kadar eksile çoğala devam ediyoruz. Önemli olan o gelişlerde ve gidişlerde ne kadar can cana olabildiğimiz, kalabildiğimiz. Elimizde bir yaşarken ki biz var, bir de öldükten sonra sevdiklerimize bıraktığımız biz. Bu dünyaya gelirken de giderken de daima can cana olabilmek umuduyla... İyi haftalar.