Merhabalar canım anneler, bu defa en zorlu maratonları koşan ama içinde bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle soğuyan kahvelerinizi yudumlarken okumak isteyeceğiniz mükemmel bir yazıyla geldim.

Kaygının olduğu yerde annelik aktif yaşanır…

Hayatlarımız olağan akışında ilerlerken aldığımız güzel haberle değişen ve dönüşen bir zamana geçiş yaptığımız o evre. İşte bütün meselemiz burada başlıyor. Kaygıların gün geçtikçe arttığı ben şimdi ne yapacağım diye kendimize sorduğumuz o mükemmel soruların eşiğinden sizlere sesleniyorum ki, her şey çok güzel oldu. Olmaya da devam ediyor. Zamanla yorulduğumuz ve uykusuz kaldığımız gecelerin üstüne gelen aman düştü düşecek kaygılarının yerini acaba terledi mi soruları alıyor… Vakit geçtikçe azalmak yerine artan endişelerimizin yerini ise ne zaman büyüdü? düşüncesi alacak. Farkında olmadan bu süreçlerin her birinde ne çok telaşlandık değil mi? Eminim her annenin ortak noktasıdır acaba bir şeyleri doğru yapıyor muyum? sorusu. Merak etmeyin! Bir anne olarak her şeyi elinizden geldiğinin fazlası olarak yapıyorsunuz. Ve unutmayın ki yetersiz anne yoktur. Ama kulağa ne kadar üzücü gelse de yetmek istemeyen anne maalesef ki vardır…

İçgüdü her şeydir…

Gebeliğin en başından itibaren biz kadınlara yüklenen özel güçler vardır. Evet yanlış okumadınız “özel güçler’’. Hatta buna kendi dünyaya geliş anımız da dahildir. Kadınların çocukluk dönemi incelendiğinde ortaya annelik çok belirgin şekilde en aktif haliyle çıkıyor. Gerek oyunlar oynarken bebeği besleme eğilimi gerekse öz bakımlarına öncelik vermelerine kadar bunula ilgili bir sürü örnek verebiliriz. Bir kadının kendi çocuğu olmasa bile kucağına bir bebeği aldığı an onun açlığını ya da ihtiyaçlarını otomatik olarak düşünmesi içgüdüsel bir gerçek. Yani bizler bebeğimizi kucağımıza aldığımız an anne olduğumuzu düşünsek dahi aslında anne olarak doğduğumuz bir gerçek diyebilir miyiz? Anneliğe adım attığımız andan itibaren yaşadığımız telaşların toplamı da içgüdüsel dürtülere dayanır. Son günlerde sosyal medya da sıklıkla denk geldiğim bir konuydu bu. Gördüğüm başlıklar ise: “iyi bir anne miyim?’’ ya da “iyi bir anne nasıl olunur?’’ gibi. Bana kalırsa öncelikle bir anne olarak belirtmek isterim ki, iyi anne yoktur! Her biriniz mükemmel annelersiniz… Anne olmak eşsiz ve doyumsuz sevginin, şefkatin ve en önemlisi güvenin başlangıcıdır. Eğrisiyle doğrusuyla çocuğunuzla birlikte yeniden öğrendiğiniz muhteşem anların bir bakıma mimarı sizlersiniz. Kendinize en yorgun ve ulaşılmaz oluğunuz anlarda bu cümleyi kurun: Mükemmel anneleriz!

Unutmayın: Bazen bazı cümleleri çevremizden ve en yakınlarımızdan duymak isteyip duyamasak bile kendimizin sesi olabiliriz.

İyi ki varsınız canım kadınlar ve anneler…