Araçların yeni sahipleri, sistemin eski indirimleri görememesi nedeniyle poliçeleri en yüksek fiyattan düzenliyor. Bu durum, tüketici mağduriyetlerini artırırken, poliçesini düzenletmeyenler için kayıplar binlerce lirayı bulabiliyor.
ZORUNLU SİGORTA YAPILMADAN ARAÇ SATIŞI MÜMKÜN DEĞİL
Son düzenlemelerle birlikte ikinci el araç alım satımında zorunlu trafik sigortası olmadan işlem yapmak mümkün değil. Ancak, satış sırasında firmaların aracın yeni sahibini "yeni müşteri" olarak değerlendirmesi ve eski indirimleri görmemesi, poliçeleri yüksek primlerden düzenlemesine yol açıyor. Bu da sürücülerin mağduriyetlerini artırıyor.
SİSTEM, HASARSIZLIK İNDİRİMLERİNİ GÖZ ARDI EDİYOR
Zorunlu trafik sigortası işlemleri sırasında, aracın tescil bilgileri sisteme girildiğinde sürücünün yıllardır kazandığı hasarsızlık indirimi gibi avantajlar yeni araç için görülemiyor. Bu da, yıllardır indirimli prim ödemesi yapan sürücülerin yüksek primlerle karşılaşmasına neden oluyor. Örneğin, 8. kademeye ulaşmış ve 5.400 TL olan primini ödeyen bir sürücü, yeni araç alımında sistemden fiyat aldığında 4. kademeye düşürülerek 10 bin 888 TL gibi yüksek primler ödemek zorunda kalıyor.
TÜKETİCİ MAĞDURİYETLERİ ARTTI, GALERİCİLER VE SÜRÜCÜLER TEPKİLİ
Yıllık 7 milyon adede ulaşan ikinci el araç alım satımlarında, zorunlu trafik sigortası uygulamaları tüketici hak kayıplarını artırıyor. Bu duruma özellikle galericiler ve sürücüler tepki gösteriyor. Yeni sistem, hak kayıplarını daha da artırarak sürücülerin mağduriyetini derinleştiriyor.
YÜZDE 5 İLE YÜZDE 10 ARASINDA ARTIŞ UYGULANACAK
Zorunlu trafik sigortasında 1 Ocak 2025’ten itibaren uygulanacak azami primler, 2024 Aralık ayındaki primlere yüzde 10 artışla taksi, minibüs, otobüs, kamyon ve çekici gruplarında, diğer araç gruplarında ise yüzde 5 artışla uygulanacak. Bu artışlar, sürücülerin mali yükünü daha da ağırlaştıracak.
