Memur ve memur emeklisine verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyen Taşkın, devlet eliyle yaşatılan adaletsizlik aile bireyleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon insanı hüsrana uğratarak büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır ifadelerini kullandı.
Memur ve memur emeklisinin çarşıya pazara çıkamadığını ve zor şartlarda yaşamaya çalıştıklarına dikkat çeken Taşkın, elektriğe gelen yüzde 38 zam ile birlikte a’dan z’ye her şeye zam geleceğini ve bugüne kadar maaşları eriyen dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerinin sadece yoksullaşmakla kalmayacağını, aynı zamanda Anayasa ile güvence altına alınan insanca yaşama hakkının da tamamen elinden alınmış olacağını belirtti.
Taşkın, “Ekonomimizin zor durumda olduğunu zaten görüyoruz. Ancak ekonomiyi ne memur ne de memur emeklisi bozdu. Bunlara yapılacak maaş zammı da ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getirmeyecektir. Milletvekili maaşlarına yapılan zamlar da ortada! Halk açlık sınırında yaşamaya çalışırken, memur ve memur emeklisine yapılan zam, kayıplarının bile telafisi olamayacak durumda iken ‘bal tutanın parmağını yalaması’ toplumu rahatsız ediyor! Sorumluluk sahibi olan herkesin vicdanıyla hesaplaşması gerekiyor” dedi.
MEMURA VERİLEN SÖZLER TUTULMALIDIR
Memura kira yardımı ve büyükşehir tazminatı sözü verildi, bu sözün tutulmasını istiyoruz diyen Taşkın, “8 bin 77 liralık seyyanen zammın memur emeklisine de aynen verileceği açıklandı, ancak geldiğimiz noktada hem memur emeklisine verilmedi hem de taban aylığa yansıtılmayarak emekliliğe yansımayan bir zam yapılmış oldu. Artık kandırılmak istemiyoruz. Memura verilen sözler tutulmalıdır. Öncelikle memurun içinde bulunduğu ekonomik koşullar gözden geçirilerek iyileştirme yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
EKONOMİK VE SOSYAL BEKLENTİLER
Başkan Taşkın, “Söz verilen 3600 ek gösterge 1. Dereceye gelmiş tüm memurlara ayırt edilmeksizin verilmelidir. Memura Bayram ikramiyesi verilmeli, kira yardımı ve büyükşehir tazminatı bir an önce hayata geçirilmelidir. En önemli konulardan biri de vergide adaletin sağlanmasıdır. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınarak vergide adaletin sağlanmasını istiyoruz. Vergi dilimi yükseltilerek vergi oranı yüzde 15’te sabitlenmelidir. Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak bu kadroda çalışanların eğitim durumlarına göre bir defaya mahsus olmak üzere G.İ.H.S ve T.H.S.’na geçirilmeleri ile maaşlarında bir miktar artış sağlanması beklenmektedir. Ülkemiz kalkınıyorsa kalkınmadan çalışanlara pay verilmelidir. Yılda iki defa maaş zamları dışında ayrıca refah payı verilmelidir. Özel Hizmet Tazminatı ile yan ödeme puanlarının artırılarak, özellikle sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı verilmelidir. Şunu belirtmek gerekir ki enflasyon farkı zam değildir. Memurun ve emeklinin cebini hortumlayan enflasyonun kaybının karşılığıdır ki zaten TÜİK eliyle bu da engellenmektedir. Enflasyon farkının eskiden olduğu gibi her ay maaşlara yansıtılması gerekir. Diğer yandan, gündüz ve gece nöbetlerinin birbirinden ayrı değerlendirilmesi ve gece nöbeti ücretlerinin artırılması, giyim yardımının günün ekonomik koşulları dikkate alınarak yeniden yapılandırılması, kreş yardımı yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
