Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Aziz Çelik, hükümetin tamamlayıcı emeklilik sistemiyle kıdem tazminatını ortadan kaldırma planına tepki gösterdi. Çelik, yeni uygulamanın “ikinci emeklilik maaşı” olarak sunulmasının bir yanıltmaca olduğunu öne sürdü.
Yeni Orta Vadeli Program’da (OVP), ekonomiyi ilgilendiren önemli düzenlemeler arasında Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ile ilgili adımların atılacağı belirtilmişti. OVP çerçevesinde OKS'nin işveren katkısıyla ikinci basamak emeklilik sistemine dönüştürülerek tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) oluşturulacağı duyuruldu. Ayrıca, BES'teki standart emeklilik yatırım fonlarının daha fazla katma değer sağlayacak şekilde yeniden düzenleneceği ifade edildi.
Ancak, Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Aziz Çelik, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada TES’in kıdem tazminatını ortadan kaldırmayı amaçladığını belirtti. Çelik, “Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES), kıdem tazminatına el koyma planıdır!” şeklinde tepki gösterdi.
Çelik, TES’in sosyal güvenlik sistemi ve kıdem tazminatı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Çelik, “Bu model, 'ikinci emeklilik maaşı' olarak sunulsa da, mevcut kamu emeklilik sisteminin ve aylıkların daha da kötüleşmesine neden olabilir. Emekli maaşlarının iyileştirilmesi yerine, 'ikinci emeklilik maaşı' aldatmacası öne çıkarılabilir. Bu durum, sosyal güvenlik sisteminin bireyselleştirilmesi ve özelleştirilmesi yolunda tehlikeli bir adım olabilir” ifadelerini kullandı.
Prof. Çelik, TES kapsamında öngörülen prim kesintisi ile ikinci bir emekli maaşı almanın mümkün olmadığını ve kıdem tazminatının adeta bir harçlığa dönüşeceğini belirtti. “Şu an SGK’da yüzde 20 olan uzun vadeli sigorta prim oranlarıyla ödenen emekli aylıkları zaten yetersizken, çok daha düşük prim oranlarıyla ikinci bir emekli maaşı vaadi tam bir aldatmacadır” dedi.
Çelik, hükümetin kıdem tazminatını kaldırarak düşük emekli maaşlarına yönelik tepkileri yatıştırmayı hedeflediğini, bu planın "bir taşla iki kuş vurma" çabası olduğunu savundu.
