Yudan’ dan eser o sıcak rüzgar.
Bostanlık kokusu köyüme dolar.
Cana can katar bahçeler bağlar.
Mevsimler güzeldi benim köyümde.
Güz aylarıydı. O sene yağışlar fazla olmadığı için kuraklık kol geziyor. Reçberin… geliri bir hayli düşük , kıtlık kol geziyordu.
Kürtlerin Şükrü… kuş yığındaki su ile çalışan tilki değirmenini işletiyor.
Karga köyünden ve diğer köylerden gelen buğdayları sıraya dizerek su değirmeninde gece demeyip gündüz demeyip sırası gelenleri Öğütüyordu.
Kıtlıkla geçen aylar aç kalan insanları… imtihan ediyor sabır derecelerini ölçtürüyordu;
“Verende Allah’tır alanda Allah’tır” diyerek.
Sabır imtihanını kazananlarda var.
Sabredemeyerek Şeytana… ayak uydurarak kaybedenlerde vardı.
Gecenin zifiri karanlığı her tarafı kaplamış derin bir uyku çekiyor.
Değirmene su borularından büyük bir gürültüyle patır patır akarak gelen sular.
Sevgiyle Aşkla değirmen taşını çevirmesini sağlıyordu.
O bir taşta olsa.
Verilen görevini gece demeyip , gündüz demeyip dönerek Semah… yapıyor.
Sevgiyle Aşkla çarkını çevirmesini sağlayarak akan suya Sevdasını eksiksiz olarak yerine getiriyordu.
Gecenin yarısı. Değirmencinin gözlerinden uyku süzülüyor.
Mayasız hamurla bazlama pişirdiği ocağın alevi de korunu kül etmiş sönüyordu.
Kuşlar uykuda , kurtlar uykuda.
Değirmencinin tavukları , horozu gündüzün eline ayağına dolaşan güvercinleri de uykuya dalmış rüya bile görüyorlardı.
Gözlerini kırpmadan uyanık rüya görenlerde vardı. Kurt bulanığı… severmiş ya.
Üç dört kafadar… gecenin karanlığından yararlanarak bindikleri eşekleriyle değirmene gelirler. Öğütülen buğdaylardan ve unlardan çalarak getirdiği eşeklerle götürerek pazarda satıp zengin… olacaklardı.
Değirmenin giriş kapısının kilitli olduğunu gördüler.
Değirmenciyle küçük pencereden görüşerek bir geceliğine konaklamak… isterler.
Değirmenci de davetsiz gelen o misafirleri pek hoşlanmaz ve herkese açtığı sevgi dolu hürmet kapısını , bu sefer cimrilik ederek açmadı.
Bir taraftan da kendi kendine mırıldanarak:
-Ben gırh yıldır. Dağar menciyim!... Sizin niyetinizin kotü… olduğunu bilmez miyim , diyerek unlukları kolayca kaptırmak istemiyordu.
Kapıyı açmadı.
Değirmene gelen hırsızlar bir anda sahte mazlumluk zırhından çıkarak.
Gerçek niyetlerini… kapıyı kırarak gösterdiler.
Değirmenci kendi imkanlarıyla yanındaki yardımcı arkadaşıyla karşı koyarak hırsızlara engel olmaya çalışıyordu.
Değirmenci yanındaki arkadaşına ateşli ateşli seslenerek:
-Çabuh silahı çıkart havaya bir iki el ataş etde gorhup gaçsınlar dedi.
Arkadaşı silahı alarak havaya tek bir ateş etti. Çünkü… Silahında tek bir mermisi var idi.
Mermisi biten değirmencinin yareni. Korkak ve ürkek bir ses tonuyla değirmenciye seslendi:
-Edee… mermi Bittiiiii!…
Silahlarında tek bir mermileri bulunan Değirmenci ve yardımcısı.
Daha fazla dayanamadılar. Hırsızlar tarafından elleri , kolları bağlanarak.
Boşalan değirmende sessiz sedasız tavuklarıyla ve güvercinleriyle baş başa kaldılar!…
Ben bu yaşanmış oluşumu… yazarken satır aralarındaki saklı mesajları gül deste olarak sunmaktan hamd olsun büyük bir keyif aldım.
İnşallah sizlerde. Severek ve keyifle okumuşsunuzdur.
Sevgili dostlar değirmencinin yardımcısının silahında tek mermisi vardı.
Hani Bittiii… demişti ya.
İşte bizim yazımızda burada hamd olsun.
Bittiiii…
Evet dostlar yaşanan ömürde işte böyle bir şey. Bir gün gelir oda biter.
Bir kuş gibi.
Bu dünyaya konan bir gün göçer.
Göçünüz hayrola. Ahiret heybeniz… Salih amellerle dola.
Komşunuz , Şefaat çınız güllerin gülü.
Hz. Muhammet (sav) efendimizle.
Cennet mekanınız ola.
Hakkınızı helal ederseniz. Beni mutlu etmiş olursunuz.
Allah da sizleri mutlu eylesin.
Benim hakkımda siz GÜL dostlarıma helal olsun.
Selam ve dualarla.