9 Ocak 1955’te Kayseri’de doğan Küçükusta, özellikle koronavirüs pandemisi üzerine yaptığı açıklamalarla halk sağlığına dair önemli bilgilendirmeler yapmıştır. Küçükusta'nın, sağlık ve tıp alanındaki derin birikimi, kendisini sadece bir akademisyen değil aynı zamanda halkın sağlık rehberi yapan unsurlardan biridir.
EĞİTİM VE KARİYER YOLCULUĞU
Ahmet Rasim Küçükusta, 4 yıl boyunca Kayseri'de Salih Avgun Paşa İlkokulu’nda eğitim aldıktan sonra, ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınarak eğitimine burada devam etmiştir. İstanbul Koca Ragıp Paşa İlkokulu’na geçtikten sonra hazırlık sınıfını İstanbul Alman Lisesi'nde tamamlamış, ardından 1973 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirmiştir. Tıp eğitimi almak için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni tercih eden Küçükusta, 1979 yılında mezun olmuştur.
Tıp fakültesindeki başarıları sonrası, 1984 yılında göğüs hastalıkları uzmanlık alanında eğitimini tamamlayarak uzmanlık unvanını elde etmiştir. Aynı yıl göğüs hastalıkları uzmanı olarak meslek hayatına adım atan Küçükusta, 1986 yılında doçentlik, 1996 yılında ise profesörlük unvanını kazanmıştır. Akademik kariyerinde sürekli olarak sağlık alanındaki yeniliklere ayak uydurmuş, özellikle göğüs hastalıkları alanında önemli çalışmalara imza atmıştır.
AİLE YAŞAMI VE KİŞİSEL BİLGİLER
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, 1981 yılında Feryal Küçükusta ile evlenmiştir. Çiftin 1982 doğumlu Umut adında bir oğlu ve 1991 doğumlu Bestegül adında bir kızı bulunmaktadır. Ailesiyle birlikte İstanbul’da yaşamaya devam eden Küçükusta, İngilizce ve Almanca dillerine hakim olup, bu dillerde de akademik yayınlar yapmaktadır.
EMEKLİLİK VE YAZARLIK KARİYERİ
2008 yılında üniversiteden emekli olan Prof. Dr. Küçükusta, akademik hayatını sonlandırarak özel muayenehanesinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir. Emekliliğinin ardından yazarlık kariyerine odaklanan Küçükusta, birçok ulusal gazete ve internet sitesinde sağlık, tıp ve toplumsal olaylarla ilgili yazılar yazmaktadır. Yazdığı makalelerde, sağlıklı yaşam önerileri ve tıp dünyasındaki güncel gelişmeleri halkla paylaşmaktadır. Küçükusta, yazılarında her zaman insan sağlığını ön planda tutarak, doğru ve güncel bilgilere yer vermeye özen göstermektedir.
KORONAVİRÜS PANDEMİSİ ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, özellikle koronavirüs pandemisi sırasında halk sağlığına dair yaptığı açıklamalarla dikkat çekmiştir. Pandeminin başlangıcından itibaren, hastalığın yayılımı ve toplumsal bağışıklıkla ilgili kapsamlı analizler yapmış ve bilimsel bakış açısını halkla paylaşmıştır. Küçükusta, pandeminin sona ermesinin iki yolunun olduğunu belirtmiştir. Birincisi, toplumun en az %70’inin enfeksiyon geçirerek ya da aşılanarak bağışıklık kazanması; ikincisi ise virüsün mutasyonlara uğrayarak bulaşma ve hastalık yapma riskinin azalmasıdır.
AŞILAR VE TOPLUM BAĞIŞIKLIĞI
Aşılar konusunda da çeşitli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Küçükusta, COVID-19’a karşı üretilen aşıların toplum bağışıklığını sağlamada yetersiz kalabileceğini vurgulamıştır. Aşıların, virüsün mutasyona uğramış formlarına karşı etkili olabilmesi için daha kapsamlı olmasına gerek duyulduğunu ifade etmiştir. Özellikle Çin menşeli CoronaVac aşısının, virüsün tüm antijenlerini içerdiği için diğer aşı türlerine göre daha etkili olabileceğini savunmuştur. Küçükusta, bu tür aşılara karşı toplumun daha geniş bir bağışıklık kazanabileceğini belirtmiş, ancak dünyada henüz yeterli miktarda aşı bulunmadığına ve aşılamanın hızla ilerleyemediğine dikkat çekmiştir.
AŞI TEDARİKİNDEKİ DENGESİZLİKLER VE SORUNLAR
Prof. Dr. Küçükusta, dünya çapında aşı tedarikinin dengesiz olduğunu, bazı ülkelerin yeterli aşıya ulaşamadığına, bazı ülkelerin ise fazla miktarda aşı temin ettiğine dikkat çekmiştir. Aşıların, toplum bağışıklığını sağlamaktan ziyade, sadece aşılanan bireylerin kişisel korunmasına katkı sağladığını ifade etmiştir. Aşıların, özellikle gelişmiş ülkeler tarafından fazla miktarda temin edilmesinin, aşıların dünya genelindeki dengeli dağılımı konusunda sorunlar yarattığını belirtmiştir.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, tıp dünyasındaki deneyimlerini ve akademik birikimini halk sağlığına dair yaptığı açıklamalarla harmanlayarak geniş bir takipçi kitlesi edinmiştir. Özellikle pandemi sürecinde yaptığı bilgilendirici yazılar ve televizyon yorumlarıyla sağlık konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine katkı sağlamıştır. Hem akademik hem de yazarlık kariyerindeki başarıları, onu sağlık alanında saygın bir isim haline getirmiştir.