Bu tarih, Türk halkı için yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda bir milletin dirilişi, bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bir liderin anısını yüceltme günü olmuştur.
86 yıl önce bu büyük kaybı yaşayan Türkiye, Atatürk’ün ilke ve devrimleriyle aydınlık yarınlara doğru yürümeye devam etmektedir.
DOLMABAHÇE SARAYI’NDAN EBEDİ İSTİRAHATGAHI ANITKABİR’E UZANAN ZORLU YOLCULUK
Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıllık hayatının son anlarında Dolmabahçe Sarayı’ndaki odasında toprağa düşerken, Türk halkı yasla birlikte büyük bir saygı ve özlem içinde onu anmaya başladı.
Vefatının ardından, Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe Sarayı’nda özel olarak hazırlanmış bir katafalka yerleştirildi.
Türk bayrağına sarılı tabutunun başında silah arkadaşları ve devlet yetkilileri nöbet tuttu. Üç gün süreyle halkın ziyaretine açılan Atatürk’ün naaşı, 20 Kasım 1938’de Ankara’ya nakledildi. 21 Kasım’da, Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konan naaşı, 15 yıl boyunca orada kaldı. 10 Kasım 1953’te düzenlenen törenle Anıtkabir’e nakledildi ve burada sonsuza kadar istirahat edeceği yerini aldı.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK: BİR ASKER, BİR DEVLET ADAMI, BİR LİDER
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Harp Akademisi’ni 1905’te kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. Geriye dönüp bakıldığında, Atatürk’ün hayatı, her dönüm noktasında milletine olan derin bağlılığını ve azmini gösteren bir başarı öyküsüdür. Makedonya, Manisa ve Selanik gibi kritik bölgelerde görev yaptıktan sonra, Türk milletinin bağımsızlığı için mücadele etmeye karar verdi. 1911’de Trablusgarp’a gönderildiği sıralarda, ülkesi için vereceği mücadeleler de şekillenmeye başlamıştı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, özellikle Çanakkale Cephesi’ndeki üstün başarısı, ona “Anafartalar Kahramanı” unvanını kazandırdı. Çanakkale’deki başarıları, yalnızca Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin bir simgesi değil, aynı zamanda dünya tarihindeki en önemli askeri zaferlerden birini oluşturdu.
1916’da Kolordu Komutanı olarak Doğu Cephesi’nde de Rus saldırılarına karşı zaferler kazandı. 1917’de, Filistin ve Suriye cephesinde başarılı operasyonlar yürüttü. Atatürk’ün askeri yetenekleri ve liderliği, onu sadece bir komutan değil, aynı zamanda Türk milletinin umudu yapan bir figür haline getirdi.
MİLLİ MÜCADELE: KURTULUŞ SAVAŞI VE BAĞIMSIZLIK YOLU
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından, düşman işgaline karşı gizli bir şekilde harekete geçen Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 23 Nisan 1920’de açıldığında, Atatürk bu meclisin başkanlığına seçildi. Gazi Mustafa Kemal, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline gelmişti.
1921’de, Yunan ordusunun İzmir’e ilerleyişini durdurmak amacıyla gerçekleştirdiği Birinci ve İkinci İnönü Savaşları, Atatürk’ün askeri dehasını bir kez daha gözler önüne serdi. Sakarya Meydan Savaşı’nda, 22 gün süren yoğun çatışmalar sonucunda Yunan ordusu büyük kayıplar verdi. Bu zafer, Türk milletine moral kaynağı olmuş ve Atatürk’e, TBMM tarafından “Mareşal” rütbesi ile “Gazi” unvanı verilmiştir.
Daha sonra, 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz ile Yunan ordusu tamamen bozguna uğratılmış, Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmiştir. 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrasında, işgal altındaki Türk toprakları düşmanlardan temizlenmiştir.
CUMHURİYET’İN KURULMASI VE ATATÜRK’ÜN DEVRİMLERİ
Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde, Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandı ve 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi. Atatürk, Cumhurbaşkanı olarak, Türk milletinin geleceğini şekillendirecek inkılaplara imza attı. Eğitim, hukuk, ekonomi ve toplum alanında köklü reformlar gerçekleştirdi. Atatürk, 1938’e kadar Cumhurbaşkanlığı görevini dört dönem boyunca yürütürken, modern Türkiye'nin temellerini attı.
24 Kasım 1934’te, Atatürk’e 2587 sayılı kanunla “Atatürk” soyadı verildi ve bu soyadının başka kişiler tarafından kullanılması yasaklandı. Bu yasal düzenleme, onun millet için ne kadar önemli bir figür olduğunu ve adının her zaman saygı ile anılacağını simgelemiştir.
YOZGAT VE ATATÜRK’ÜN MİRASI
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki liderliği ve devrimci yaklaşımı, sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'nun her köyünde, kasabasında yankı bulmuştur.
Yozgat, Milli Mücadele’ye güçlü bir şekilde katılmış, düşman işgaline karşı direnişin simgelerinden biri olmuştur.
Yozgatlılar, Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesine olan inancını benimsemiş, Türk milletinin bağımsızlık yolundaki kararlılığına her zaman destek vermiştir.
Yozgat halkı, Atatürk’ün mirasını yaşatmaya devam etmekte ve her yıl 10 Kasım’da bu efsanevi lideri büyük bir özlemle anmaktadır.
Bugün Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemekte ve onun mirasını yaşatmaya devam etmektedir.
Her yıl 10 Kasım’da, Türk halkı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine olan bağlılığını bir kez daha vurgulamaktadır.