Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre nohut ve mercimeğin veriminde yükseliş yaşanırken ekim alanında ve rekoltesinde düşüş yaşandı.
TÜİK verilerine göre 1990 yılında nohuttun ekim alanı 8 milyon 900 bin iken geçtiğimiz yıl bu oran yaklaşık yüzde 50 azalış göstererek 4 milyon 568 bine düşerken, mercimekte ise bu oran 1990 yılında 6 bin 300’den 2022 yılında 2 bin 998’e geriledi.
Düşüşlerin yaklaşık 30 yılda büyük oranda düşüş göstermesi üzerine UZ-EL Bakliyat firması Halkla İlişkiler Uzmanı ve Ziraat Yüksek Mühendisi Burcu Doğan ile firma Satın Alma Sorumlusu ve Ziraat Mühendisi Berat Baran araştırma yaparak sebeplerini ve sorunların giderilmesi için önerileri dile getirdi.
“GÖÇ TARIMI ETKİLEDİ”
TÜİK verilenin incelendiğinde nohut ve mercimeğin verimde iniş ve çıkışların gözlemlendiğini belirten UZ-EL Bakliyat firması Halkla İlişkiler Uzmanı ve Ziraat Yüksek Mühendisi Burcu Doğan, “Bu iniş çıkışların ana sebebi iklim koşullarıdır, bir başka sebep de toprağa anormal şekilde kimyasal gübre kullanılması ve bilinçsiz şekilde kimyasal ilaç kullanılmasıdır. Bu sebeplere bağlı olarak da verimde iniş ve çıkış gözlenmiştir. Ekim alanına baktığımızda ise sürekli olarak ciddi bir düşüş görmekteyiz. Buna bağlı olarak da üretimde ciddi rekolte düşüşleri gözlenmektedir. Bunun ana sebepleri köyden kente göç, girdi maliyetleri, devlet sübvanselerin azalması ve tarım politikasında yapılan yanlışlıklardır. Sosyolojik olarak baktığımızda Türkiye'nin 1990’lı yıllarda daha az sosyal, 2000'li yıllara baktığımız da ise sosyal olarak daha modernleştiğini görmekteyiz, bu döngü ise köyden kente göçü artırarak köylerde yaşayan üretici sayısını azaltmış ve dolayısıyla ekim alanında azalmalara sebep olmuştur” dedi.
“MALİYETLERİN YÜKSELMESİ EKİM ALANLARINI AZALTTI”
Bazı yıllarda ise ekim alanında iniş ve çıkışların olduğunu ifade eden Doğan, “Bunun ana sebeplerinden biri de örümcek teorisi dediğimiz kavrama dayanmaktadır. Örümcek Teorisi dediğimiz olay herhangi bir yılda herhangi bir olayla ekilen ürüne talebin artması ve buna bağlı olarak da o ürünün fiyatının artmasına sebep olur, sonraki yılda ise fiyatın arttığını duyan üreticilerimiz; o yıl fiyatı artan ürünün, fiyatı arttığı için daha çok ekim yaparak arzı çoğaltmaktadır ve buna bağlı olarak da talebin üzerinde bir ekim yapılmasıyla arz talebi geçtiği için fiyatın düşmesine sebep olurlar. Dolayısıyla fiyatı düşen ürünün bir sonraki yıla ekim alanında azalma görülür. Girdi maliyetlerine baktığımızda ise girdi maliyetlerinin yükselmesi ekim alanında ciddi bir düşüş yaşanmasına sebep olmaktadır. Mazot, elektrik, gübre fiyatlarının ciddi oranda yükselmesi çiftçinin belini bükmekte ve çiftçi sürdürülebilir bir ekim yapamamaktadır. Ve çiftçilerde buna bağlı olarak da ekim alanını azaltmıştır. Ayrıca bu da köyden kente göç sorunlarından sadece bir tanesidir. Devlet sübvanselerin çiftçilere yeterli gelmemesi de çiftçiyi alternatif ürünlere yönelmekte veya üreticileri ekim yapmamaya neden olabilmektedir. Dolayısıyla bu da köyden kente göç sorunlarından bir tanesidir. Tarım politikasında yapılan yanlışlıklarda üreticiyi dara sokmaktadır, bunlardan bir tanesi KİT'lerin özelleştirilmesi ve devletin ürünlere alım garantisi vermemesidir. Ayrıca tarım politikasında gerekli regülasyonlarının yapılmaması örneğin, tarım bakanlığının iç piyasada tüketimin ve yurt dışında tüketimin varsayımlarını oluşturup üreticilere ekim yaptırması üreticiler açısından hem süreklilik kazandırır hem de arz talep dengesini koruyarak üreticilerin yıpranmamasını sağlar” şeklinde konuştu.
“ARAZİ TOPLULAŞTIRMA YETERLİ DEĞİL”
Bir başka sorun ise arazi toplulaştırmamanın yeterli olmaması olduğunun altını çizen Doğan şu ifadeleri kullandı; “Topraklar miraslardan kaynaklı sürekli bölünüp küçük parsellere ayrılmasından kaynaklı ekim alanında azalma görülmektedir. Devletin yol çalışmaları da üreticilerin topraklarını kamulaştırma sonucu arazilerin azalmasına sebep olmaktadır. Bir başka sorun ise İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri’nin çiftçilere yeteri kadar yardımcı olamamasıdır. Devletin tarım politikasında gerekli regülasyonları yapıp İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri’nde çalışan mühendisler de köylerde, köy odalarında çiftçilere yeterli bilgi ve birikimin sunup çiftçiye destek olması önemli bir konudur. Ayrıca bilinçsiz şekilde kullanılan kimyasal gübre ve kimyasal ilaçlar toprağın genetik yapısını bozmasına sebep olmaktadır, bu da birim alanda verim artışını stabil yapmaktadır. Bundan kaynaklı da çiftçiler yeterli para kazanamaması ekim alanını azaltmakta veya alternatif başka ürünlere yönelmekte fakat bu da çözüm olmamaktadır. Acil yapılması gereken Tarım Bakanlığı yetkililerinin belli pilot noktalara toprak analiz laboratuvarları inşa edip, burada yapılan analizler sonucu çiftçileri bilgilendirme yapıp uygun ilaçlar ve gübreler kullanması ile birim alanda verim artışının sağlanması ile hem üreticilerin kazancına yardımcı olur, hem de üreticilerin kazancı doğrudan milli gelire ciddi oranda katkı sağlamış olur ve böylece sürekliliği sağlamış oluruz.”
“ANALİZ LABORATUVARI KURULMALI”
Tarımda yaşanan sorunlara önerilerde bulunan UZ-EL Bakliyat firması Satın Alma Sorumlusu ve Ziraat Mühendisi Berat Baran, “Tarım Bakanlığı yetkililerinin belli pilot noktalara toprak analiz laboratuvarı kurup çıkan sonuçlara göre çiftçilere gerekli bilgiler doğrultusunda uygun gübreleme ve ilaçlama yöntemleri kullandırarak birim alanda verim artışının sağlanmasıyla hem çiftçilere hem de milli gelire ekonomik olarak ciddi bir kazanç sağlanmış olur. Dolayısıyla bu döngü çiftçilerin bir ekim yapmasına teşvik eder. Tarım Bakanlığı yetkililerinin iç piyasada ve yapacağı ihracatta her tarım ürünü için üretim planlaması yaparak ileriki yılda oluşacak spekülasyonların önüne geçerek, çiftçilere pazar ve fiyat kaygısı yaşatmadan çiftçilere süreklilik sağlanmış olur. Tarım Bakanlığı yetkililerinin yapması gereken arazi toplulaştırmalarının bir an önce sonuçlandırarak sınırların kalkması ile çiftçinin çalışması kolaylaşmış olup ekim sahasının artmasını sağlar. Devletin mazot, elektrik ve gübrede çiftçilere KDV’de indirim yapması çiftçiyi üretime teşvik etmesini sağlar. Devletin tarım politikasında gerekli regülasyonları yapıp İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri’nde çalışan mühendisler de köylerde, köy odalarında çiftçilere yeterli bilgi ve birikimin sunup çiftçiye destek olması önemli bir konudur” ifadelerini kullandı.