Memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yılları mali ve sosyal haklarının düzeltilmesine yönelik görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine yetkili Konfederasyonun Kamu Hakem Heyeti’ne başvurduğunu hatırlatan Taşkın, 11 kişilik heyetin çoğunluğunun Cumhurbaşkanı tarafından atanan üyeler olduğuna dikkat çekerek, bu heyetin bağımsız olmadığını, Memur Sen Konfederasyonunun da esasen bunu bildiği halde sorumluluktan kaçmak için Hakem Heyetine başvurduğunu söyledi.

Geçen yıllarda alınan kararların devamına ilişkin anlaşma kazanım diye sunuluyor

Memur Sen’in üzerinde anlaşmaya vardığı 50 başlığın büyük bir kısmının 6’ncı Dönemde karar altına alınmış olduğunu belirten Taşkın, bu konuların devamına ilişkin alınan kararın kazanım diye gösterilmeye çalışıldığına vurgu yaptı.

BAŞARI DEĞİL, FİYASKOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Taşkın, “Geldiğimiz nokta da başarıdan değil, tamamen fiyaskoyla sonuçlanmış bir Toplu Sözleşmeden söz edilebilir. Memurun refah seviyesini yükseltecek hiçbir madde yok. Öte yandan Hükümet tarafından enflasyon farkının zam gibi müjdelenmesini doğru bulmuyoruz. Kamuoyunu yanıltıcı, memur ve memur emeklilerinin aklıyla alay etmektir. Enflasyon farkı, kamu çalışanlarının 6 aylık kayıplarının telafisidir. Merkez Bankası enflasyon beklentisini; 2023 yıl sonu için yüzde 58’e, 2024 yılı için yüzde 33’e, 2025 yılı için ise yüzde 15’e güncellediği gerçeği göz ardı ediliyor; kamu işvereni 2024 yılı için 15+10 teklif ederken, 2025 yılı için ise 6+5 teklif ediyor. 2024 yılı için yüzde 33 olacağı tahmin edilen enflasyona karşılık memur ve emekliye yüzde 25 zam teklifi yapmak, memur ve emeklilerine karşı ayıptır, günahtır; bunu ahlaki ve vicdani görmüyoruz. Çıkıp “memuru ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” açıklamaları yapılıyor. Dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklileriyle adeta dalga geçiliyor” dedi.

KAMU HAKEM HEYETİ, KAMU İŞVERENİNİN NOTERİ GİBİ HAREKET ETMİŞTİR

14 Nisan 2025 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler 14 Nisan 2025 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler

Taşkın, “Memur ve memur emeklilerinin yaşama hakkı adeta elinden alınmıştır. Büyümeden pay, refah payı, enflasyon farkının aylık olarak maaşa yansıtılması, 8bin 077 liralık seyyanen zammın kök maaşa yansıtılarak emekli maaşlarına eklenmesi, Bayram ikramiyesi, vergi diliminin yükseltilmesi, vergi oranının yüzde 15’te sabitlenmesi, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlayacak bir ücretlendirme sistemine geçilmesi, seçimlerden önce söz verilen; kira yardımı, büyükşehir tazminatı, ulaşım, ısınma, yemek yardımı gibi sosyal yardım kalemleri, Aile ve Çocuk Yardımı Ödeneği, doğum, ölüm ve evlenme yardımı Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların memur kadrolarına alınmaları gibi hayati önem taşıyan hiçbir kalemde artış ve başarı sağlanamamıştır. Kamu Hakem Heyeti’nin vereceği kararı tüm kamu çalışanları tahmin ediyordu da yetkili Konfederasyon mu tahmin edemiyor. Danışıklı ve tiyatro oynanır gibi bir Toplu Sözleşme süreci yaşadık. Kamu Hakem Heyeti, kamu işvereninin noteri gibi hareket etti! Kamu işvereninin teklifini onaylamak demek, ülkenin gerçeklerinden bihaber olmak demektir. Bu karara Evet oyu veren üyelerin vicdanları rahat mı? bilemiyoruz ama memur ve memur emeklilerini açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum eden bu karar hepimizin vicdanlarında derin bir yara açmıştır. Bu kararı verenler bu vebali taşıyamazlar! Bu karar adil değil, hakkaniyetli değil, adaletli bir karar değil. Bu nedenle bu kararı kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi

Editör: Duygucan Baloğlu