Aliye Berger, 24 Aralık 1903'te İstanbul Büyükada'da dünyaya geldi. Ressam ve grafik sanatçısı olarak tanınan Berger, sanat yaşamı boyunca gravür sanatıyla özdeşleşmiş ve eserlerinde çoğunlukla dışavurumcu bir üslup benimsemiştir. Sanatçı, Türkiye'nin sanat tarihinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte, eserlerinde kullandığı yenilikçi teknikler ve materyallerle de dikkat çekmiştir.
AİLESİ VE EĞİTİMİ
Aliye Berger, Osmanlı'nın köklü ailelerinden birine mensup olan Şakir Paşa ailesinin üyesidir. Babası Mehmet Şakir Paşa, annesi ise Sare İsmet Hanım’dır. Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı ile ressam Fahrünnisa Zeyd'in kardeşi; seramik sanatçısı Füreya Koral, tiyatro sanatçısı Şirin Devrim ve ressam Nejat Devrim'in teyzesi olan Berger, sanatçı bir çevrede yetişmiştir.
İlk eğitimini Büyükada'da alan sanatçı, 1912 yılında Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'ne başladı. Eğitimine, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle ara vermek zorunda kalan Berger, diplomasını Fransız Büyükelçiliği'nde tamamladı. Ayrıca, resim ve piyano dersleri alarak sanatla olan bağını erken yaşta güçlendirdi.
SANAT HAYATI
Aliye Berger’in sanata olan ilgisi, gravür sanatında yoğunlaşmasıyla belirginleşti. 1935-1939 yılları arasında Berlin ve Paris’te kardeşi Fahrünnisa Zeyd’in yanında kalarak sanat hareketlerini yakından takip etti. 1947 yılında Macar keman virtüözü Karl Berger ile evlenen sanatçı, eşini kısa bir süre sonra kaybetti. Bu büyük kayıp, Berger’in sanatına daha sıkı bağlanmasına ve gravür tekniğine odaklanmasına neden oldu. Londra’da üç yıl boyunca John Buckland Wright’ın atölyesinde gravür eğitimi aldı.
1951 yılında İstanbul’a dönen Berger, İstanbul Fransız Konsolosluğu’nda 140 parça gravürle ilk kişisel sergisini açtı. Aynı yıl, Yapı Kredi Bankası’nın düzenlediği yarışmada "Güneşin Doğuşu" adlı yağlı boya tablosuyla birincilik ödülü kazanarak sanat dünyasında geniş yankı uyandırdı.
SANATINDAKİ ÖZELLİKLER
Aliye Berger, gravür sanatıyla özdeşleşmiş bir sanatçıdır. Çalışmalarında genellikle siyah-beyaz tonlarını kullanarak güçlü kontrastlar ve derin anlamlar yaratan sanatçı, zımpara kağıdı, kasap kağıdı ve tülbent gibi sıra dışı materyallerle eserler üretti. İstanbul’un günlük yaşamı, mitolojik temalar ve doğa tasvirleri, eserlerinde sıkça görülen unsurlar arasında yer alır.
BAŞARILARI VE SERGİLERİ
Berger, Türkiye ve dünyada birçok sergiye katıldı. 1955 yılında Tahran Bienali’nde ikincilik ödülü kazanan sanatçı, İstanbul, Ankara, Londra, Paris, Viyana gibi şehirlerde kişisel sergiler açtı. Gravür sanatını yaygınlaştırmak amacıyla yılbaşı tebrik kartları gibi günlük hayatta kullanılabilecek eserler üretti.
VEFATI VE MİRASI
Aliye Berger, 1974 yılında doğup büyüdüğü Büyükada’da hayata veda etti. Ölümünden sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde retrospektif sergisi düzenlendi. Bugün eserleri İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile Viyana Albertina Müzesi gibi önemli koleksiyonlarda sergilenmektedir.
Berger’in sanatı, coşkulu bir yaşam sevgisini ve duyguların sanatsal yansımasını içermektedir. Sanatçı, "Aşkla yaşadım. Ölümler bile öldüremedi bendeki aşkı," sözleriyle yaşamını ve sanatını özetlemiştir.
