Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mehmet Akif Karaaslan, Ekim ayının meme kanseri bilinçlendirme ayı olduğunu belirterek, yaptığı açıklamada kanserle savaşabilmek için, meme kanseri hakkında bilinçlenmek ve çevreyi bilinçlendirmek için bu hastalık hakkında doğru bilgilere sahip olunması gerektiğini ifade etti. 
Meme Kanseri belirtilerini fark etmeye başlanıldığında kanserin ileri bir evrede ve yayılmış olma ihtimalinin de yüksek olduğunu kaydeden Karaaslan, şu bilgileri anlattı: 
“Bu yüzden erken tanı yöntemleri çok önemli. Erken teşhis edildiğinde tedavide % 100 lük bir başarı mümkündür.Meme kanserinde erken teşhis için kendi kendine meme muayenesinin önemi çok büyüktür. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir.Kendi kendine yapılacak meme muayenesinin zamanları şu şekildedir; Menopoz öncesi dönemde adet bittikten sonraki 5-7. günlerde, Menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde.”
“Erken evre meme kanserinde hastanın hiç şikayeti olmayabilir. Meme kanseri genellikle ağrıya neden olmaz. Çoğunlukla aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı vardır” diyen Karaaslan; 
“Memede ele kitle gelmesi en sık rastlanan belirtidir. Memeden akıntı gelmesi (bulanık ya da kanlı). Meme başında veya meme derisi üzerinde çekilme. Memede büyüme, ödem, kızarıklık, meme derisinin portakal kabuğu görünümünde olması. Meme başında iyileşmeyen yara, ülser. Hastalık meme dışında organlara sıçramışsa (metastaz yapmışsa), sıçradığı organa göre şikayetler ortaya çıkar. Örneğin kemiğe sıçramışsa, kemik ağrısı, kemik kırıkları, beyne sıçramışsa baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, görme bozukluğu hatta felç gibi şikayetler gelişebilir” diye konuştu.
Meme kanserine yakalanma riskini arttıran nedenlere de değinen Karaaslan, şu bilgileri erdi: 
“En önemli risk faktörü yaştır. Yaş arttıkça meme kanserine yakalanma riski de artar. Meme kanserlerinin çoğu 50 yaş üzerinde görülür. Aile öyküsü çok önemlidir. Birinci derece akrabalarında (anne, kız kardeş gibi) meme kanseri olanların meme kanserine yakalanma riskleri daha yüksektir. Eğer akrabası meme kanserine menopoz öncesi yakalanmışsa bu risk daha da yüksektir. Bu grupta olan bayanların olmayanlara göre tarama testlerine daha erken başlamaları önerilir.
Önceden meme kanseri olanlarda, geç menopoza girenlerde (55 yaş sonrası),gebelik yaşı geç olanlarda (özellikle 30 yaş üstünde) ve hiç evlenmemiş bayanlarda daha sık görülür.”
Memedeki şüpheli kitleleri tanımlamada üç önemli metot rol oynadığını vurgulayan Karaaslan, meme muayenesi, meme ultrasonu, mamografi, meme kanseri taraması 40-69 yaş aralığındaki kadınlara yönelik olarak KETEM’de yapılmaktadır. Son 2 yılda mamografi çektirmemiş olan kadınlara ,2 yılda bir mamografi çekilerek ,gerekirse ultrason çekilerek ,yılda bir merkezdeki eğitimli personel tarafından klinik meme muayenesi yaparak taranmaktadır. Ülke genelinde olduğu gibi ilimiz genelinde de ücretsiz yürütülen tarama programlarına uygun yaş aralığındaki vatandaşlarımız katılabilmektedir. İlimizde Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM ), kanser  taramaları için ücretsiz hizmet vermektedir. KETEM’ler sadece tarama görevi üstlenmeyip aynı zamanda toplumun kanser konusunda bilinçlendirilmesi yönünde de çalışmalarda bulunmaktadır. 

Editör: Haber Merkezi