Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargıda Birlik Derneğ'i üyelerine hitap etti. Erdoğan, "Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu." diyerek uyardı.
Ülkeme ve şahsıma kurulan bazı tuzakları görmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. 367 garabetinden kapatma davasına kadar öyle şeylerle karşımıza çıktılar ki hukuk adına biz utandık. İşte FETÖ böyle bir dönemde yargının içine sızmaya başladı, tabi bunun 40 yıllık bir süreci var, bu kadar kısa sürede olmadı.
Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmamış, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir.
Biz, hayatımızın hiçbir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik, buna göre davranmadık. Devletine, milletine, hükümetine, demokratik meşru siyasi kurumlara saygı duyan veya öyle gözüken herkese kapıları açık tuttuk. Hiç kimseye ve hiçbir gruba ne yargıyı ne de başka bir grubu peşinen asla teslim etmiş değiliz. Fakat bu örgütün (FETÖ) zihin dünyası ve organizasyon yapısı, her türlü iyi niyeti istismara müsait olduğu için adeta 'Saman altından su yürüterek' pek çok yerde güç temerküzüne girdiklerini gördük.
Bir davada tek bir masum bile mağdur ediliyorsa orada adaletten söz edilemez. Birtakım tutuklamalarla ilgili şahsımın o dönem verdiği beyanatlar ortadadır. Yargıya o dönemde müdahale edemedik, edemezdik.
17-25 Aralık operasyonunu birileri ısrarla şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı, hala da çalışıyor. Halbuki 17-25 Aralık operasyonu yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün (FETÖ) kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır. Örgüt 17-25 Aralık'ta başaramadığını, 15 Temmuz'da TSK içindeki yandaşları ile yapmaya çalıştı.
Pensilvanya'daki zat utanmadan sıkılmadan bunların hepsi senaryo diyor. Biz senaryonun ne olduğunu biliyoruz, gelecek bunu açık ve net ortaya koyacaktır. Yargıda birlik derneği kuruldu, iyi ki de kuruldu. Meydanı boş bırakırsanız birileri doldurur. Size söylenen sözlere kulak asmayın, kusura bakmayın ağır olacak ama it ürür kervan yürür. Biz yolumuza devam ediyoruz. 
Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Çünkü bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşmelerim olmuştur, Başbakanlığım zamanında. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor.
PKK terör örgütü ile bunlar (FETÖ) ortak, müşterek çalışıyorlar. Bugün bizim emniyet teşkilatımız içerisinde bunlar var mı, var. Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bunlar var mı, var. Bunlar terör örgütlerinin işini ciddi manada kolaylaştırıyorlar ama her geçen gün eriyorlar, daha da eriyecekler veya terk edecekler. Bir terör örgütünün yargıda kurduğu etkinlik, burada bir sorun olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ilişkilerin demokratik bir anlayışla yeniden belirlenmesi Türkiye için kayıp değil, tam tersine büyük bir kazançtır.
Devletin işlerliğinde bir patinaj var. Bu patinajın ortadan kaldırılması gerekiyor. Çift başlılık işte bunu getiriyor. Muhalefet partilerimizden Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu gerçeği görmesi sayesinde Anayasa'da yeni sisteme uygun değişikliklerin yapılabilme yolu açılmıştır. Ben milletim adına Milliyetçi Hareket Partisi liderine ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum.