AK Parti Yozgat Milletvekili Ertuğrul Soysal, 15 Temmuz gecesini ailesiyle Birlikte yaşayanlardan. Evi Jandarma Genel Komutanlığının yanında bulunan Soysal, ailesi ile birlikte  hainlerin caniliklerine çaresiz bir şekilde şahitlik etmek zorunda kaldı.
Soysal’ın eşi Nevin Soysal, o gece uçaktan atılan bomba ile yaralandı. Ağır çatışmalar altında evde mahsur kalan soysal, eşine ilk müdahaleyi yaptıktan sonra üç saat evde mahsur kaldı.  

TEHDİT EDİLDİ

O gece yaşananları anlatan Soysal, 15 temmuz öncesi Pensilvanya kökenli bir twitter hesabı üzerinden tehdit edildiğini söyledi. 
30 Mart seçimleri sürecinde seçim bölgesinde Paralel Devlet Yapılanmasının gerçek yüzünü bulunduğu ortamlarda insanlara anlattığını belirten Soysal, yaptığı konuşmalardan rahatsız olan ihanet şebekesinin twitter hesabı üzerinden tehdit edildiğini ifade etti. 
Soysal; “Benim bu konuşmalarım öyle zorlarına gitmiş ki Pensilvanya kökenli bir twitter adresinden beni tehdit ettiler. O gelen twitlerin bilgisini aldım ‘Haremyemedik’ diye bir adres. Sonradan kapatmışlar. 
Şu şekilde twitle tehdit ettiler: “Sayın vekilim hizmeti bitirelim derken dikkat edin de sizin işiniz bitmesin (Tehdit değil, manevi bir ikaz). Çünkü yaptıklarınız gayretullaha dokunabilir. O yüzden bir daha ki dönem tekrar listeye gireyim derken yanlış işler yapmayın. Biz sizi iyi niyetli halis bir mümin olarak biliyoruz fakat siz son zamanlarda parti içinde hizmet düşmanlığı öne çıkmaya başladınız. Siyaset bir yere kadar fakat ahret var sırat var, bir dönem daha siyaset yapayım derken sonsuz olan ahretinizi mahvetmeyin” diye sizi ikaz edecek şekilde Pensilvanya kökenli bir twitter adresinden ben tehdit aldım. Bu tehditler bizim şanımız şerefimiz. Elhamdülillah ben onları hiçbir şekilde kaile almadım. Bu twitleri aldığım günden itibaren ben daha çok onların yapılarını, çirkefliklerini, hainliklerini her yerde anlattım. Bu gün 15 gecesi yapılan silahlı kuvvetlerin içerisindeki resmi elbise giymiş hainlerin yaptığı darbeyi o zamanda anlatıyordum. Bunlar orduya da sızmışlar, orada da bir yapılanmaları var, askeri liselerde, harp okullarında belirli bir teşkilat kurmuşlar, bütün soruları veriyorlar ve kendilerine ait yerlerde yetişenleri alıp okutuyorlar ve belirli yerlere gelmek için gayret sarf ediyorlar diye ifade ettim.”

ŞEHADETLERİNE ŞAHİTLİK ETTİK, ACI VERİCİYDİ

Evi Jandarma Genel Komutanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin tam ortasında bulunan Soysal, darbenin ilk saatlerinden itibaren yaşanan tüm ihanet oyunlarına şahitlik etmek zorunda kaldığını söyledi. 
Jandarma Genel Komutanlığı içerisinde askerleri toplayan hain komutanların, ‘Gerekirse millete ateş edin’ emrine uymayan askerleri vurarak şehit ettiğini anlatan Soysal; 
“Silah seslerinin ardından jandarmanın nizamiyesine baktığımda orada bir kişinin yerde yattığını gördüm. Daha sonra o kardeşimizin şehit olduğunu öğrendim. Terörle Mücadele Daire Başkanının korumasıymış. Onları çağırmışlar güvenlik toplantısı var diye. Darbe yapacaklarını, birlikte hareket etmeleri gerektiğini tebliğ edince o daire başkanı kabul etmiyor, itiraz ediyor, karşı koyuyor. Yanındaki koruması ateş etmeye teşebbüs edince karşıdaki o hainler şehit ediyorlar. 
Saat 10.30 gibiydi Jandarma Genel Komutanlığındaki rütbeliler askerleri topladılar talimatlar verdiler. Talimatları duyuyorum, camı açtım eşimle dinliyorum. Dediler ki darbe yapıyoruz, halktan gelen olursa nizamiyeye doğru kesinlikle atış yapacaksınız karşılık vereceksiniz, halkta olsa bunu yapacaksınız deyince orada birkaç asker ‘Biz yapamayız, halka ateş edemeyiz’ diye itiraz edince komutan, hain adam çekti silahını ve karşı koyanlara sıktı ve şehit etti” dedi. 

KADIN SENİ DE VURURUZ DEDİLER

Soysal, eşinin yaşadıkları karşısında dayanamayarak camdan dışarı çıkıp hain komutanlara bağırdığını belirterek, yaşananları şöyle anlattı: 
“O arada eşimle beraber olaya şahit olduğumuz için etkilendi, camı açtı komutana bağırdı, ağrı sözler söyledi neden askerleri şehit ettin diye. Aşağıdaki hain adam o sözler karşısında ‘Kadın kadın kafanı içeri sok sana da sıkarım, çok konuşuyorsun’ dedi. Sonra eşimi içeri aldım, hainlerin gözü dönmüş durumdaydı. Sonrasında olaylar başladı. Uçaklar tam üzerimizden geçiyordu. Her geçişinde bulunduğum bölgede sonik patlama yapıyordu. Biz da bomba atılıyor zannediyorduk. 
Çocuklarla evdeyiz, korumasız bir vaziyetteyiz, onları evin banyosuna aldık güvenli olur diye. Baktık hareketlilik arttı, tanklar gelmeye başladı, helikopterler geçiyor, uçaklar sık sık geçiyor, gidiyor, geliyor. Bu arada jandarmanın belirli yerlerine keskin nişancılar yerleştirildi biz onları görüyoruz. Askerler konuşlandı belirli yerlere, hepsi silahlı. İnsanlar gece yarısı 12.00 gibi çoğalmaya başlayınca tepkiler oluştu halktan, tankların üzerine çıkanlar oldu. O arada jandarmadan ateşler başladı. Kardeşlerimizin kimisi şehit, kimisi gazi oldu. Bizim yanımızdaki bizi koruması gereken Jandarma Genel Komutanlığının tabileri halka ateş ediyorlardı.”

BAŞBAKANA ULAŞTIM OPERASYON YAPILDI

Milletvekili Ertuğrul Soysal, gece yarısı başbakanla telefonla görüşerek durumu bildirmesinin ardından Özel Harekat Polislerinin Jandarma Genel Komutanlığına operasyon düzenleyerek kontrolü ele aldığını söyledi. 
Darbe yanlısı olmayan askerlerin kışladan komutanlıktan kaçarak camiye sığındığını belirten Soysal; “ Saat 12.30 gibi başbakanımızı aradım, ulaştım. Sayın başbakanımıza durum anlattım, ambulanslara dahi ateş edecek kadar hainlerin alçaldığını söyledim. Bunlara bir şekilde operasyon yapılması lazım dedim. Sayın başbakan ‘Ben gereğini yapacağım, siz kendinize mukayyet olun’ dedi telefonu kapadı. Aradan yaklaşık bir saat geçtikten sonra Özel Harekat’tan zırhlı araç jandarmanın önüne geldi. O arada hain olmayan vatan perver subaylarımız jandarma genel komutanlığını terk ediyordu. Orada bulunan camiye sığınanlar dahi vardı” dedi. 

YARALI EŞİ VE ÇOCUKLARIYLA ÜÇ SAAT MAHSUR KALDI

Soysal, F-16’dan atılan bombanın neden olduğu patlamanın ardından evin salonunda bulunan eşinin alnından yaralandığını söyledi. 
Ağır çatışma yüzünden eşini hastaneye götüremediği için ilk müdahaleyi kendisinin yaptığını söyleyen Soysal, şunları anlattı: 
“Gece yarısı bir helikopter geldi halka sıkmaya başladı. Helikopterden sıkılan kurşunlardan biri de benim evime denk geldi. Eşimin yanındayım, camdan baktı geldi, tankların çekildiğini sükunetin sağlandığını söyledi. Tabi bu arada Özel Harekat operasyon yaptı. Hainlerin bir kısmını teslim aldılar, karşı koyanlara müdahale ettiler. Eşim camdan odaya geldiği sırada bir F-16 evin yakınında bulunan Külliye’nin tam karşısındaki alt geçide bomba atınca, direk etkilenen bizim bina oldu. Camlar patladı, duvarlar çöktü. O sırada eşim salonda dönerken ya cam parçası ya da şaramplen parçası ile alnından isabet aldı. Tamamen cilt altı kalkmış vaziyette bir yaraydı. Doktor olduğum için müdahale ettim. Atar damar kesilmişti, kanama çok fazlaydı. Çocuklar korktu, heyecanlandı annelerini öyle görünce. Üç saat o şekilde evde mahsur kaldım, hanımımı alıp da hastaneye götürüp müdahale ettiremedim. Çünkü hemen evimizin önünde çatışmalar vardı, helikopterler geliyordu. Ama üç saatten sonra risk ettik kendimizi ettik, güvenlikten bir komşunun binanın ön tarafında bulunan otomobilinin anahtarını aldım. Can havli ile koşarak arabaya binip en yakın hastaneye gittik. 
Biz bunları bir vatandaş olarak yaşadık. Bundan şikayetçi değiliz, şehitte olabilirdi hanımım, ben ve çocuklarım. Ama bu hainlerin yaptığı yenilir, yutulur gibi bir şey değil. Vatanında yaşayacaksın, vatanının bekçisi olacaksın, bu millet seni getirecek göreve koyacak, milletin vergisi, parası ile alınmış helikopterlerle, tanklarla ateş edeceksin ve milleti öldüreceksin. Dünya tarihinde hiç böyle bir şey yok.” 

Editör: TE Bilişim