Hedefte vatanımız, hedefte bayrağımız, hedefte milli birlik ve beraberliğimiz var.. Aziz Milleti birilerinin mandası yapmak isteyen zihniyetler durmak bilmiyor. Türkiye Cumhuriyetinin  yılmaz  bekçisi olan Kahraman Ordumuzu, Şanlı emniyet mensuplarımızı hedef haline getiren güçler planlarını buna göre yapıyor. Her fırsatta İçişlerimize müdahale etmek istiyorlar. Vatanın bölünmez bütünlüğünü yok etmek ve şanlı bayrağımızı  değiştirmek istiyorlar.   
Türk Aydınlarının uyanışı  haykırışı öyle umut ediyoruz ki: İnşallah  Milli Politikaların üretilmesine neden olacaktır. "Güneydoğu ve Doğu Anadoluyu  bizden koparmak istiyorlar. Bu bölgede bir Kürt devleti kurulsun, Türkiye parçalansın ve İslam Dünyasının umudu olmaktan çıksın diyorlar. Hain güçler Türkiye'yi bölme- parçalama adına  ülkemize ajanlarını gönderiyor : "Gidin, Anadolu'daki vatan -bölme faaliyetlerine katılın!" diyorlar. O yetmiyor içimizden hain ve ajanlar bulup onları görevlendiriyorlar. En mahrem bilgilerimizi sızdırmaya çalışıyorlar.  
Türkiye'ye sahip çıkmanın yolu: vatansever aydınların uyanışından ve  milli kimliğe sarılmaktan geçiyor.  Dilimizi ve kültürümüzü yozlaştırmaya yönelik faaliyetlerde bulunup  yabancı dille eğitim anlayışını teşvik ediyorlar ve  bizi geçmişimizden koparmaya çalışıyorlar. İnsanımızın  milli ve dini kimliğine yapılan haçlı saldırıları, emperyalist güçler ve onların içimizdeki taşeronları tarafından destekleniyor! Dost ve müttefik bildiğimiz güçler arkamızdan vurmanın sinsi planlarını yapıyorlar.
Güneydoğu Anadolu'da yaşayan insanlarımız Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası iken, hain bir planın uygulayıcısı olanlar, bu insanları kışkırtılmakta ve milli bütünlükten adım adım koparılmaya çalışılmaktadırlar. Son dönemlerde devletimizin attığı adımlar, bölge insanına sahip çıkılması son derece önemlidir. Elbette bunlar yetmez. Doğu ve Güneydoğudaki  halkımızla kucaklaşmak, sırt sırta verip bölücülerin  ağından onları kurtarmak zorundayız.
Yıllarca ülkemizin zenginliğini küresel güçlere peşkeş çekilmeye çalışıldı. Yoksulluğu ve işsizliği yaygınlaştırıp  güdümlü politikalarla insanımızın  ulusal duyarlılıkları geri plana itilerek  milli uyanışın ve kalkınmanın  önünde duvarlar sedler örüldü.
Temel arzumuz: Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamaya devam etmesidir...Sadece Türk ve Müslüman dünyasının değil, tüm dünya  insanlığının  umudu da bu olsa gerekir: Türk ve İslam Dünyasının uyanışını  temin etmek; Hak olan kutlu mesajını dünya insanlığına ulaşmasını sağlamak ve insanca- kardeşçe  bir yaşama kavuşturmaktır.
Hiç şüphesiz ki: Çocuklarımız, torunlarımız ve geleceğimiz adına endişe duymak zorundayız.. Çanakkale Şehitlerinin kanları ile biz bu günlere gelmedik mi?. Cumhuriyeti Kurtuluş Harbiyle  hep birlikte kurmadık  mı? 15 Temmuz 2016 da yeni bir tarih yazmadık mı? Bin yıldır bu topraklara mübarek  kanını akıtan bizler değil miyiz? Kurduğumuz imparatorlukla dünya insanlığına  huzuru barışı ve insani anlayışı atalarımız getirmedi mi? Ortaçağ karanlığı aydınlatan onlar değil miydi? Bilimi, gelişmeyi ve kültür kapılarını aralayanlar biz değil miydik?
Çanakkale ruhunu- 15 Temmuz Darbe çıkışını unutursanız geleceğinize güvenle  bakamazsınız!. Bunu çok iyi  irdelemek zorundayız...Bizim yavrularımız ve torunlarımız  böyle bir ihanetin çemberinde Anadolu'da nasıl ve ne kadar huzur içinde  yaşayabilecekler?...Birileri buna müsaade etmeyecek. Şehit kanlarıyla suladığımız, evliyaların duasıyla koruduğumuz , Kahraman Mehmetçiklerle korumaya devam ettiğimiz bu vatan hedef olmaya devam edecektir. Bu saldırıları ve ihanet planlarını kardeşçe  dik  duruşla ve güçlü olmakla yeneceğiz. Türk ve İslam Birliği ile de kalıcı kılacağız inşallah.
Devamı yarına...