Özdemir Kılınç, “Milli Mücadele Yıllarında Yozgat’ta Sönen Ocaklar” adlı eseriyle Yozgat’tan Kurtuluş Savaşı’na katılan haneleri, şehitleri ve hikayelerini tarihi vesikalarıyla birlikte kitabına taşıdı. Özdemir Kılınç, kitabında Atatürk’ün ‘Bozok Yaylası’nın Yiğitleri’ diye tarif ettiği cephede savaşan ve şehit düşen yiğit Yozgat evlatlarına kitabında yer veriyor. Kılınç’ın eserinin en önemli özelliği ise kitabında yer verdiği şehitlerin tamamının aynı aile ve aynı haneden olması olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın yazarı Tapu Müdürü Özdemir Kılınç, kitabına bundan dolayı Yozgat’ta Sönen Ocaklar ismini verdiğini ifade ederek, “Aynı haneden beş oğul, dört oğul, altı oğul cepheye gitmiş ve bunların tamamı şehit düşmüş, yani ocaklar sönmüş. Kitabımda buna yer verdim” diyor.
ESERİNİ ANLATTI
Yozgatlı Araştırmacı-Yazar, Tapu Müdürü Özdemir Kılınç, kaleme aldığı eserini okuyucuya şöyle anlatıyor: “Yiğitlik bir günde, bir ayda, bir yılda, bir kişinin, on kişinin, yüz kişinin yada bin kişinin başarıları ile elde edilecek bir unvan değildir. Yiğitlik top yekun bir karakterin topluma yansıması ile verilmiş bir unvandır. Yiğitlik kabadayılık, hoşgörüsüzlük yada çakallık değildir. Yiğitlik eylem ve davranışı ile hoş görü sınırları içinde güzel ahlakı ile dik duruşunu sergilemektir. Yiğitlik vatanını milletini canından daha çok sevmektir. Vatanı için milleti için gözünü kırpmadan canını feda etmektir. Atalarımız bu unvana nasıl layık görülmüştür. En ufak bir tehlike veya risk gördüğü zaman, evini, köyünü, ilini veya vatanını terk etse, cephede durum tehlikeye düşünce cepheyi terk etse, ona yiğit denir miydi? 600 yıllık Osmanlı saltanatını ortadan kaldıracak kadar cesur, Kurtuluş savaşına adını yazdıracak kadar kahraman, yeni bir devlet kuracak kadar kendine güvenen, ileri görüşlü, savaş meydanlarının tecrübeli komutanı, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Yozgat meydanında “YİĞİTLERİN HARMAN OLDUĞU DİYAR, BOZOK YAYLASININ ÇOCUKLARI VAROLUN” diye hitap etmiştir. Bu ifade ile tüm Yozgat halkına YİĞİTLİK nişanı vermiştir. Bende yiğitliğin belgesini sunuyorum. Çok yakın zamanda şahitlik ettiğimiz, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da yada diğer ülkelerde yaşananlara bakalım. Yıllardır yaşadığı toprakları hiç savunma gereği duymadan, yaşamı tehlikeye girince tekrar dönmeyecek gibi çoluk çocuğunu toplayıp en seri vasıta ile hayatlarını da tehlikeye atarak terk etmektedirler. Canını kurtarmaktadırlar. Kaçmak için aldığı bu riski evini, köyünü, kentini ve ülkesini savunmak için alsa, kendini değil köyünü kentini ve ülkesini kurtaracaklardır. Bu ruh, bu bilinç ve vatan sevgisi ne yazık ki bu milletlere aşılanmamıştır. Yozgatlı olmanın ayrıcalığını Yozgat’ın dışında anlarsınız. İlk tanıştığınız yada ilk görüştüğünüz kişi ile sohbet nerelisiniz sorusu ile başlar. Yozgatlıyım dediğiniz zaman karşıdaki kişinin söylediği ikinci cümle, yani yiğidin harman olduğu yerdensiniz olur. İnsanlarının mert ve yiğit oluşundan bahseder, arkadaşının, komşusunun yada bir tanıdığı, Yozgatlının doğruluk dürüstlük yada yiğitliğinden örnekler verir. İlk tanıştığının bir kişi karşısında sağladığınız bu olumlu kredi, çok önemli bir kredidir ve kıymeti iyi bilinmelidir. Bu kredi sizden öncekilerin sayesinde size sağlanan kredidir. Sizin yapmanız gereken ise bu krediyi sizden sonrakilerin kullanması için elinizden geldiği kadar tüketmemektir. Değerini arttıracak eylem ve davranışlarda bulunmaktır. Çünkü bu unvan sadece Yozgatlılara verilmiş bir unvandır. İnsanlarının mertliği, yiğitliği yada delikanlılığı ile ün salmış başka bir ilimiz yoktur. İşte yapmış olduğum çalışma ile kendini değil vatanını milletini kurtarmak için ödenen bedelin belgesini ortaya koydum. Bir değil, iki değil, üç değil bütün erkek evlatlarını bu aziz vatana kurban etmiş, geride evini ocağını tüttürecek, bir fatiha bile okuyacak erkek evladı kalmamış yani Anadolu lisanı ile sönmüş ocakları araştırdım. Bu vatan için verecek ne varsa vermiş, yapacak ne varsa yapmış bir halka yiğit denmez de ne denir. Bu kitap bu millete verilen Yiğitlik nişanının belgesi olsun. İlçe ilçe, köy köy, hane hane araştırdığım bu çalışmam ile belki hiçbir zaman gün yüzüne çıkmayacak konusu dahi geçmeyecek bir konuyu gündeme taşıyarak belgeleri ile ortaya koyarak, tozlu raflarda kaybolacak bilgileri ortaya çıkartıp yazılı hale getirdim. Bu bilgiler ile yapılacak yeni çalışmalar ve yeni yorumlar belki sevgili hemşerilerimizin gururla anacağı, anlatacağı farklı yönlerini ortaya çıkartacaklardır. Yozgatlı ile komşu olmak başkadır. Yozgatlı ile yoldaş olmak, arkadaş olmak insana güven verir. Bence, yiğitlik arkadaşını satmadan, onu siper yada merdiven yapmadan yaşama sanatıdır. Saygılarımla”.

KILINÇ KİMDİR
Yozgat’ Sorgun İlçesi’ne bağlı Salur Köyü’nde doğdu. İlkokulu Salur Köyü’nde ve Ankara Sıdıka Hatun İlkokulu’nda tamamladı. Kayaş Ortaokulu, Abidinpaşa Endüstri Meslek Lisesi’ni bitirdi.  Tapu ve Kadastro kursundan mezun oldu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Yurdun çeşitli illerinde göreve yaptı. Osmanlı toprak idaresi ve mülkiyet kavramı, otomasyonun ne faydası olacak, demokrasimizin kilometre taşları, iştirak halindeki mülkiyette hassas nokta konulu makaleleri çeşitli gazete ve dergilerinde yayınlandı. Sorgun- Alaca’da Sönen Ocaklar adlı kitabı yayınlanan Özdemir Kılınç, halen çalışmalarını sürdürüyor.

Editör: TE Bilişim