Gurbetçi çocuğu Muhammet ekinci, darbe gecesi İstanbul Köprüsü’nü geçilmez yapan kahramanlardan. Yozgatlı ilahiyat fakültesi öğrencisi Muhammet, o gece darbeyi yurdunda öğrenir öğrenmez sokağa çıkmak için bir an olsun tereddüt etmedi. Köprüde Askerlerin ateş etmeyeceğini düşünen Muhammet, üzerine yağan kurşunlar karşısında göğsünü siper etmekten geri durmadı.
AK Parti Yozgat Milletvekili Ertuğrul Soysal, İl Başkanı Harun Lekesiz, Belediye Başkanı Bedrettin Bozkurt, Çekerek İlçe Başkanı Üzeyir İnce ve İl Genel Meclisi Üyesi Çetin Selvi, Ekinci ailesini Çekerek İlçesi’ndeki evlerinde ziyaret etti. 
 “ASKERLERİN ATEŞ ETMEYECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM”

Sabah saatler 06.00’yı gösterirken askerlerin teslim olması ile açılan köprüden geçip memleketleri Yozgat’a doğru yol alan Ekinci Ailesi, oğullarının köprüde verdiği mücadeleyi darbe girişiminin yaşandığı ertesi gün öğrenir.  
Olaylar sırasında bacağından ve elinden yaralanan Muhammet, yaşadıklarını anlattı.
Darbe gecesi köprüye gittiğinde askerlerin ateş etme ihtimalini aklından bile geçirmediğini söyleyen Muhammet; “Köprüye indiğimizde ön sıralardaydım. Oraya gelir gelmez hiçbir ikaz da bulunmadan yaylım ateşinde bulundular. Önümde 4-5 kişi vuruldu şehit oldu. Yaralananlar oldu. Hatta önümde bir polis vuruldu. Polisi tutup götürdük. O sırada silahı yerinden düştü. Silahını aldık diğer polis arkadaşına verdim. Helikopterler ve uçaklar alçak uçuş yaptı halkı korkutmak için. Köprüde tank 4 kez üzerimize ateş etti. Benim arkamda paramparça olmuş insanlar vardı. Bir askeri helikopter geldi, insanlar önce polis helikopteri zannetti. Halbuki askeri helikoptermiş. Bütün polisler ateş etti ona” dedi. 
Köprüdeki askerleri gece 24.00’ten sabah 06.00’ya kadar insanları şehit ettiğini söyleyen Muhammet, teslim olma sırasında yaşananları şöyle anlattı: 
“Sabah saat 06.30’da teslim oldular. Hatta şunu yaptılar askerler teslim oluyoruz ayağına yattılar, bayrak açtılar. Biz de teslim oluyorlar, bunları teslim alalım diye üzerlerine koştuk. O sırada tekrar milleti taradılar. Tekrar polisle bağlantıya geçtiler. Polis koşmayın, askerler korkuyor dedi. Yapılan görüşmeler sonrasında teslim oldular. Olaylar sırasında parmağımdan yaralandım. Ayağıma biber gazı kapsülü denk geldi. Aynı şekilde ayağımın altından yara aldım.”  
SANKİ AYAKLARIM KENDİLİĞİNDEN GÖTÜRDÜ
Muhammet, darbe kalkışmasının yaşandığı gece köprüye nasıl gittiğini hatırlamadığını söyledi. 
Ayaklarının sanki kendiliğinden götürdüğünü ifade eden Muhammet; 
“Köprüye nasıl gittiğimi bende anlamıyorum. Sanki ayaklarım beni kendiliğinden götürdü. Mesele parti değil vatan meselesiydi. Direk gittim oraya. Karşıdan yaylım ateşi vardı, sağımdan, solumdan, yanımdan kurşunların geçtiğini hissediyordum ona rağmen gidiyordum. Ayaklarım beni götürüyordu" diye konuştu. 
TEK BİR KORKUM VARDI
Üzerine yağmur misali yağan kurşunlardan ve tanklardan korkmazken yaşadığı te tek bir olayın korkmasına neden olduğunu kaydeden Ekinci, “Tek bir korkum vardı. Karşı taraftan ateş edildiği sırada kesinlikle zerre kadar korkum olmadı. Arkama dönüp baktım ki millet hafif geriye çekildi. O an korktum, millet gidiyor darbe olacak, meydan bunlara kalacak. Onun için gerçekten çok korktum" diyen Ekinci; "Olayların yaşandığı sırada ailem Edirne’den Türkiye’ye giriş yapacaktı. Kendi kendime dedim ki gidip köprüyü açalım da bizimkiler köprüden geçsinler, Yozgat’a gidelim. Elhamdülillah da oldu. Sabah saat 06.00’da köprü açıldı" diye konuştu.
BULGAR POLİSİ “BU GECE TÜRKİYE BİTTİ” DEDİ
Fransa'da gurbetçi olduklarını söyleyen baba Seyit Ekinci de darbenin yaşandığı gece sınırdan Türkiye'ye giriş yaptıklarını söyledi.
Bulgar polisinin kendilerine 'Artık Türkiye bittti, gitmeyin' dediğini belirken Ekinci, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Darbe aklımızın ucundan bile geçmiyor. Bulgar gümrüğüne girdik, bayağa bir kuyruk oluştu. Sınırda Cumhurbaşkanımızın çağrısını dinledik, heyecanımız arttı. Gümrükte sıra bana gelince polise, ‘Siz nasıl Avrupa ülkesisiniz ne lavabonuz var’ dedim. Polise tuvaleti soruyorum çalıların arkasını gösteriyor. O tür bir muamele ile karşılaştık. Bulgar polisi sonra dedi ki ‘Bu gece Türkiye’de bitiyor, sonra da Avrupa bitiyor’ dedi. Ben do ona ‘kusura bakma biz 3-5 çapulcuya teslim olmayız, ben de gidiyorum, hepimizi ne zaman öldürürlerse o zaman Türkiye gider. Türkiye biz ölmeden gitmez, senin bildiğin Türkiye değil’ dedim. Sağolsun halkımız da kahramanca savaşçı, darbecilere fırsat vermedi. Bizim her zaman vatanımız için canımız fedadır."
ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN

Kahraman gazi ve ailesini ziyaret eden Milletvekili Ertuğrul Soysal, "Allah hepsinden razı olsun. Burada da bir kahraman kardeşimiz var" dedi.
" O gün İstanbul’da kendisi talebe, yurtta kalırken haberi alıyor, benim de meydanlarda olmam lazım, ülkenin başında büyük bir bela var. Bu belanın def edilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapmamız gerekir düşüncesinden hareketle Boğaziçi köprüsüne geliyor" diyen Soysal şöyle konuştu:
"Orada yaşadıklarını dinledik. Allah kendisinden razı olsun. Bu manada duygulara, inanca, düşünceye sahip olan bütün kardeşlerimizden emeği geçenlerden Allah razı olsun. Allah onları var etsin. Onların sayesinde bu gün ülkemizin önü açıldı, belaları def ettik, onların dik duruşu sayesinde. 15 Temmuz gününü unutmamız lazım. Aslında bir dönüm noktası. Türkiye için bir milat. Bundan sonra da duamız, temennimiz böyle bir felaketi böyle bir haince saldırıyı Rabbim bu ülkeye yaşatmasın. İnşallah da olmayacaktır. Hakikaten bu yapılan darbe kalkışması ile en son kozlarını kullandılar. Ama milletin bir araya gelmesi birlik, beraberlik içerisinde göğüs germesi bundan sonra olacaklara da cesaret verdirmeyecektir."

Editör: TE Bilişim