Geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara’da faaliyet gösteren Elazığ Kültür Derneğinin davetlisi olarak mekanlarına teşrif ettik. Siyaset, bilim, bürokrasi, sanat, edebiyat, iş dünyası ve hukuk camiasının duayen değerlerinin yanı sıra bir çok misafirleri ve Elazığlılar vardı. 
Akademik camia başta olmak üzere her yerde güvenilir kimliği, bilgisi, donanımı ve sıcak üslubuyla çok sevilen ve bir çok siyasi partinin vitrinini süslemek için peşinden koştuğu Prof. Dr. Haşim ÇAKIRBAY bu derneğin başkanı. Vefası ve samimiyetleriyle her biri birer hemşehri aşığı ve Türkiye sevdalısı olan Ali Hıdır ERTEM, Mehmet ERGÜN, Dilek DÖNER, Ahmet Tahir ERDEM, Seyyahe GÜRTAŞ, Mesut DEMİREL, Mustafa EKMEKÇİ, Mustafa TABARYELİ, Fehmi ŞAHİN, Murat GÜNEŞLİ, Erdal ACARLAR, Yürgay CANPOLAT, İdris TUNCEL ve Turcan AKGÖL bu güzide derneğin yönetim kurulunu oluşturuyorlar. 
Hepsi de birbirinden misafirperver, cömert, kibar ve asaletli. Elazığ deyince gönüllerini ortaya koyan bu has karakterli ve kaliteli insanlar, memleketleri adına eşsiz fedakarlıklara imza atıyorlar.
Kapıdan kim girerse girsin, herkesi eşit statüde itibar, güleryüz, izzet ve ikramla karşılıyor, saygı ve hürmetle uğurluyorlar. Kürsü konuşmalarında ve eleştirilerde imkanı olan farklı makamlardaki icracı hemşehrilerine, Elazığ’a sağladıkları katma değerleri ölçüsünde teşekkürler yansıtılırken, yerinde sayanlar, yapması gereken ve yapabilecekleri imkanlar konusunda nezaketle uyarılıyordu. 
Haksız bir eleştiri, kırıcı bir hitap ve ürkütücü bir bakış asla yoktu. Çünkü Başkanları akademisyen, yönetim kurulları ise kültür derneğinin şiarına uygun, görgülü ve donanımlıydılar. Diplomasi dilini ve temsile yetkin özelliklerini iyi kullanıyorlardı.
Yöre türkülerini hep beraber koro halinde söylediler. Hemde hiç detone olmadan. Ezgileri, vurguları, şiveleri ve mimikleri hep memleketlerine hastı. Derneklerinin onlara yüklediği bilinç ve misyonu gururla sergiliyorlardı. İkramları yöresel, ortamları otantik, hitapları sıcak, yüzleri güleç hepside en kültürlü, en misafirperver şehir biziz dercesineydiler.   
Bakanı, milletvekili, şairi, yazarı, yaşlısı genci, kürsüde konuşurken hep isimsiz kahramanların cömertliklerinden, misafirperver ve vatansever kişiliklerinden, yaşayan ve yaşatılan kültürlerindeki nasihat ve fedakarlıklarından bahsediyorlardı. 
Birleştirici, bütünleştirici yönleriyle memleketlerinin zenginliklerini sergiliyorlardı.
Yazdığı şiirleri dilden dile dolaşan ülkemizin en ünlü sevda şairlerinden usta kalem Mahir GÜRBÜZ, bilgisi donanımı, sempatik şivesi ve büyüleyici eserleriyle muhteşem sunucu şair Dr. Ahmet Tevfik OZAN, herkesi mest eden birbirinden güzel şiirleriyle Zekeriya BİCAN, Doğan SEVER, Rüstem Kadri SEPTİOĞLU, Serhat KABAKLI ve Mehmet Şükrü BAŞ gibi edebiyat duayenlerinin sahne aldığı bu muhteşem Elazığ gecesine hepimiz hayran kaldık.
Elazığ adına araştırma ve emek harcayan şairler, yazarlar, bilim, teknik, ticaret, spor adamları vs, hepsi; bürokratik basamakların, siyasi makamların, her neresinde bulunurlarsa bulunsunlar, daha yüksek, daha da ileride olabilmeleri için Elazığ Kültür Derneği arkalarında itici güç, enerji deposu, destek mekanı ve danışma mercii konumunda bulunuyor. 
Atama makamlarına referans olan, referansı her yerde dikkate alınan, itibar edilen ve güvenilen, sevilen dürüst bulunan bir kurum statüsündeler.   
İmrenmemek elde değil. Biz Yozgatlılar Ankara’nın en yoğun nüfusuna sahip olmamıza rağmen ne siyasette, ne sanatta, ne kültürde hiçbir yerde maalisef ki yokuz. 
Birkaç köy derneğimizde olmasa kültür adına yaptığımız bir şey yok. İlimizin tarihi dokusunu, kültürel zenginliklerini, yöresel dilimiz ve insan değerlerimizi anlatabilecek birikim ve donanımda Ankara’da bir dernek yöneticisi zor bulursunuz. Çoğu kültürümüze, şivemize yabancı; bilgisiz, ilgisiz ve çok verimsizler. 
Hep derim, kültür derneğine kültürüne hakim, hitap yeteneği olan, menfaat kaygılarından uzak ve memleketini imrendirerek anlatabilen yöneticiler lazım diye. Maalisef ki yok, olanlar da sinsi şark kurnazlığı ile ekarte ediliyor. Daha ötesi programlarımıza ücretsiz gelen sanatçıları, kültür insanlarını bile kovmaktan beter ediyoruz. 
Eleştiri hakkımı kullanmam gerekirse, kendimizi Elazığ ile karşılaştırınca ortaya çıkan raporumuz üzgünüm ki bu. 
Sivil toplum örgütleri bir şehrin karakter yapısını, insan kalitesini ve detay zenginliklerini imrenilir özellikleriyle diğer şehirlere ve hatta ülkelere anlatarak geçmişleriyle gururlanır, geleceklerini şekillendirirler. 
Prof. Dr. Haşim ÇAKIRBAY Başkanlığındaki Elazığ Kültür Derneği, muhteşem yönetim kuruluyla bu misyonu liyakatiyle sergiliyor ve Elazığ’ı gönüllerde zirveye taşıyorlar. Biliyorsunuz ki, Ankara’da her ilin dernekleri var. En kalabalıkta biziz. Ne hikmetse seçilenler, atananlar, yönetenler ekonomik gücü, üyesi, nüfusu ve imkanları kısıtlı derneklerin referansı ve desteğiyle geliyorlar. 
Bizimkilere güvenipte dikkate alan bile yok. 
Çünkü tüzel gayretlerimiz samimi değil. Oysaki hepsini toplasan bizim imkanlarımıza ulaşamazlar bile. Sıkıntımız neyse bir düşünelim derim. Saygılarımla.