Türkiye'yi krize itmek isteyen bir şebeke bulunduğu, hükümete karşı ekonomik bir komplo düzenlendiği çok aşikar ortada.  Yatırımcının karar alırken bu tip sözlere kulak asmaması gerektiğini ve TL'nin iyi bir yatırım aracı olduğunu, buradaki tercihin de Hazine bonolarından yana kullanılmasının kârlı olacağını söylenmesine rağmen istem dışı dövizde dalgalanma devam ediyor. 
Dövizdeki ani artışın ardından manipülasyon yapanlara yönelik kapsamlı bir takip başladı. Ekonomi yönetiminden gelen “Dövizde manipülasyon var, yakından izliyoruz” açıklamalarının ardından İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde çok sayıda döviz bürosu mercek altına alındı.
Dövizdeki manipülasyon ve spekülasyon iddialarının yanı sıra şikayet ve ihbarları değerlendiren ekonomi yönetimi, ilk etapta 60 döviz bürosunu denetime tabi tutacak. Gelen ihbarlarda gün içinde yüksek miktarda alım ve satım yapılan bazı döviz büroları üzerinden piyasaların manipüle edildiği belirtiliyor.
Star'ın gazetesinin haberine göre, Hazine'nin özellikle İstanbul'da suni fiyat yükselmelerine neden olan döviz bürolarını uzmanlar aracılığıyla inceleyeceği belirtiliyor İncelemede anlaşmalı şekilde döviz fiyatlarıyla oynadıkları tespit edilen döviz büroları hakkında işlem yapılacak. 
Edinilen bilgilere göre döviz bürolarından piyasada manipülasyona neden olabilecek düzeyde alım satım yapanlar tespit edilecek. İsim bazlı işlem yapılmayanlar da ise kamera kayıtları üzerinden takip yapılabileceği dile getiriliyor. Merkez Bankası ve Borsa İstanbul'un da gelişmeleri yakından takip altına aldığı belirtiliyor. Özellikle ani giriş çıkış yapan fonların da takip edildiği öğrenildi.
Sermaye piyasasında manipülasyon, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun (SPK) 107'nci maddesinde suç tipi olarak düzenleniyor. Piyasa dolandırıcılığı, çok farklı yöntemlerin kullanılması suretiyle yapılabiliyor. 
Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayan kişilerin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmış durumda.
Güdümlü sermaye bankacılık sektörünün yarısını ele geçirdi. Kendi paralarıyla, halkın yatırdığı paraları üretimi kredilendirmede üretimden kazanmada değerlendirmediler. Topladıkları tüm bu paralarla önce dövize hücum ettiler. İstedikleri yere çıkardılar. Devleti faizleri yükseltmeye zorladılar. Faizleri yükselttirdiler. Devletin ödediği faizlere yöneldiler. Kısaca faiz oranlarını yükseltmek için dövizi bir baskı aracı olarak kullanmaya başladılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döviz baskısına cevap verdi: “Görüyorsunuz, birileri 15 Temmuz'da teslim alamadıkları bu ülkeyi ekonomik sabotajlarla diz çöktürmeye çalışıyor. Bu oyun da yeni değil. Son 3 yıldır ekonomik kriz için her yolu denediler. Eli kanlı çetelere umut bağladılar. Yıllardır koyunlarında besledikleri FETÖ, PKK, DAEŞ gibi örgütlere bel bağladılar. FETÖ'nün tüm inlerine girildi. DAEŞ ise kaçacak delik arıyor. ABD'de TUSKON kapanmayla karşı karşıya. Çünkü gittikleri yol yol değil. Onun için tükenecekler.” 
 “Türkiye ekonomisi sağlam temeller üzerinde inşa edilmiştir. Kimsenin bu ülkeye karamsarlık pompalamaya hakkı yoktur. Türkiye 2001 krizini yaşadı. Bunu Osmanlı'da da yaptılar ve şimdi de faizi 7 binin üzerine çıkarttılar. Bu millet bunu da aştı. Türkiye memur maaşlarını ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Artık IMF'ye borcumuz yok, Merkez Bankası işlevi görüyor. Rabbim bizlere bir daha o günleri göstermesin.”