Topaç Köyü il merkezine 15, Hattuşa yoluna 5 kilometre uzaklıkta il merkezine bağlı, Büyük Nefes (Tavium) yolu üzerinde şirin bir köy. En eski tahrir defterlerinde 936 (1529-1530) Kızılkocalı oymağına bağlı bir ekinlik olarak gözükmekte. Yakın zamana göre, köyün kurucu Oymakları şunlar: Ahçılar, Kalpaklar, Memililer, Arif Hocalar, Çavuşlar, Maholar…
Yazımızın amacını Kapadokya ya da, Galatlar ve buna bağlı olarak, Romalılar dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz yeraltı şehri kalıntıları teşkil edecektir.
Prof. W.M. RAMSAY, çeviren: Mihri Bektaş, Anadolu’nun tarihi coğrafyası, 1960 eserinin GALATİA (CAPPADOCYA VE LYKANYA’NIN bazı parçaları) ile ilgili haritasında Tavium, Verinopolis, Euagina (Sorgun) yolu üzerinde gösterilen ve Saralos, S. 290’da Tavium XVI Saralos XXII Euagina olarak da belirtilen yerin kesinkez Topaç köyünün eskiden kurumuş olan Saralos’un çevresine yerleşmiş olduğunu, tarihi kalıntılarıyla ispatlanacağını şüphesiz diyebiliriz. 
Köy çevresinde Kervan saray ve konaklama yeri bulunduğu da söylenilmekte, köyün doğusunda bulunan Kayalıkburun, yukarıdan aşağıya doğru kapalı bir çukur şeklindedir. Kayalıkta mağaralar var. Mağaraların içi çeşitli odalar şeklinde birbirine girmiş ve aşağıya doğru gitmektedir. Mağaralar çok karanlık olduğundan lambasız girilememekte. Mahzenli, kullanılacak odalara sahip mağaralar ve çevresinde 13 tarihi yerleşim yeri tespit edildiğinden, bu yerleşim yerlerine ayrı ayrı değinecek olursak:
Boyalıören(Baykuşören): Güney doğusundan Kuzeybatısına doğru kaldırım taşlarıyla döşeli, yol güzergahındaki Cıdalı Dede türbesi altında bulunmaktadır. Tarla olarak kullanılan ören yerinde, eskiden kalma boyalı taşlardan evlerin, caddelerin yapıldığı söylenmekte ve boyalı çanak çömlek parçaları bulunduğundan ‘Boyalıören’ denilmektedir. Üzerinde kuyular bulunduğu halde su bulunmamakta (Kuyular havalandırma bacaları olabilir). Bir yeraltı şehri olduğu tahmin edilmekte. Eskiden güzel bir kentmiş. Çok büyük yaşam kalıntılarına rastlanılmış. Köy camisinin sütun taşları buradan getirilmiş. Muntazam taş bloklar var. Çobanın biri, buradan çeşitli ziynet eşyası bulmuş. Cıdalı Dede’nin burada bulunan çeşmeden abdest aldığı söylenir. 
Akmezar: Bu ören yerinden çıkarılan taş ve sütunlar köyde bulunmaktadır. Tarihi köy camisinin yapılmasında anılan ören yerinden getirilen taş ve sütunlar kullanılmış ve Topaç köyü de ilk önce burada kurulmuş iken sonradan bu günkü yerine taşınmış. 
Aktaşönü: Büyükçe bir höyük. Tepesinde kalın bir taş blok sürülü, halen yeri belli olan bir mezar bulunmuş. Çevresinde dairesel duvarlar bulunmakta. Güney yamacı tamamen mezarlık, ince zarif çömlekler çıkmakta. 
Cinliiğde: Boyalıörenin yakınında bulunan, Büyüknefes yolu üzerindeki bu yerde, çobanlar işlenmiş taş ve çömlekler bulmuşlar. Harman yeri olarak düzleme esnasında da iki mahzen bulunmuş. 
İncetarla: Mahzen ve büyük küplere, çanak-çömlek parçalarına rastlanmakta. Buradan çıkarılan bir küp, Yozgat müzesine verilmiş. 
Kayalıboğaz mevkiindeki, geniş ve sarp kayalıklara yaslanmış, muntazam ev görünümünde üç tane mağara var. 
Birincisi; Genç Ali: 100 metre yüksekliğinde, 2 metre uzunluğunda iki kişinin zor çıkabildiği, 20 kişinin sığabileceği bir barınak. 
İkincisi, Örülü: Yontularak yapıldığı belli olan 100 metre yüksekliğinde, muntazam galerilerle birbirine bağlı, 12 odalı, altlı üstlü iki kat, üzerinde kuyusu olan bir sığınak. Halk bu kuyuya dipsiz kuyu demektedir. İçerisine 3 metre sürünerek zor girilir. İçinde oyuklar var. Tam bir sığınma ve korunma yeridir. 
Üçüncüsü Yarıktıraz: 10 metre yüksekliğinde, sarp kayada, korunma ve sığınma yeri özelliği taşıyan, halkın ’Düldülünmusulu, Düldülün ayak izi’ olarak nitelendirildiği kalıntıya 3 ya da 4 metre tırmanarak çıkılmakta. 
Mahmatlı:  Köyün güney batısındaki bu yerde, ören kalıntılarıyla çevresindeki tarlalarda çömleklere rastlanmakta. 
Maltepesi: Köyün batısında, höyük görünümünde bir ören yeri, bir sütun başlığı bulunmuş, rivayete göre orada büyükçe bir mahzen olduğu, mahzenden demir kapı ile dışarıya çıkıldığı, kapının toprak kayması sonucunda toprak altında kaldığından söz edilmekte. Yağmur yağdığında altın bulanlar olmuş.
Örenderesi: Dayılı yolu üzerinde, tarla işlenirken çeşitli şövalye eşyaları, çürümüş halde zırh, kılıç ve at takımı çıkmış. Çevresinden testi bulunmuş. 
Sarnıç tepesi: Köy içerisinde iki büyük sarnıç bulunmakta. Ev yapımı için yapılan kazılarda para ve çömlek çıkmakta. Çıkan çömleklerden biri 1978 yılında Yozgat müzesine verilmiş. 
Yaban Çukuru: Bu mevkide, Çandır, Kızılyüce, Akdaş yamacı adında çeşitli ören yerleri var. 
Fatma Anamızın evi: 50-60 metre kare olan bir oda.
Emine’nin evi denilen yer de bir odalı. 
Kızılkaya ve Kayakömü (Ağılları): Yeraltı şehrindeki yaşantı süresinde yararlanıp-yararlanmadığı ve insan emeği olup olmadığına ait bir bilgiye erişemediğimiz çok sarp ve çıkılması zor kayalıkların çevresinde önceleri konut, yakın zamanda da ağıl ve ahır olarak kullanıldığı sanılan 500-1000 koyunun barındırıldığı mağaralar bulunmaktadır. 
Ayrıca Boyalıörende Cıdalı Dede, Körpınarda Ahmet Dedeler ziyaret yeri olarak bilinmekte.
Yukarıda kısaca değindiğimiz Kapadokya benzeri kalıntıların olduğu, bu sit alanına şehrimiz açısından ilgi gösterilip el atıldığı taktirde büyük bir turizm potansiyeli kazandırılmış olacağına değinebiliriz. 

KAYNAKÇA:
1- Prof. Dr. Faruk Sümer, Bozok Tarihine Ait Araştırmalar. 
2- Prof. W.M RAMSAY, çeviren, Mihri Pektaş, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, İstanbul 1960
3- Bahattin Bağcı, Topaç Köyünden
4- Hasan Bağcı, Emekli Öğretmen
5- Hüseyin Şahingöz, Topaç Köyünden
6- Mahmut Bağcı, Emekli Öğretmen
7- Ömer Bilir, Emekli Öğretmen
8- Rıza Şimşek, Topaç Köyünden
9- Yahya Aygün, Emekli Öğretmen